Lojistikte Stratejik İK Dönüşümü

Lojistikte Stratejik İK Dönüşümü

Son üç yılda gerek dünyada gerek ülkemiz özelinde pek çok sorunla mücadele ettik. Pandemi, afetler, hızlı dijitalleşme, e-ticaretin yükselişi gibi gelişmelerle birlikte lojistik sektörü de stratejik olarak bir dönüşümden geçmek zorunda kaldı. Tüketicilerin, üreticilerin, satıcıların beklentileri değişti; hız ve verimlilik her şeyin önüne geçti. Yeni ticaret hayatındaki gelişmeler, lojistik alanını inovatif ve çözüm odaklı olmaya itiyor. Bu noktada, lojistiğin hayatın her alanında olduğunu görmemiz ve bu anlayışla lojistik süreçlerini günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yeniden tasarlamamız gerektiğinin altını kalın çizgilerle çiziyorum bir süredir. 

Bugün dünyanın büyük diye tanımladığımız ekonomilerinin en kuvvetli kaslarının lojistik altyapıları olduğunu biliyoruz. Ülke olarak dünyadaki rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak isek lojistik kaslarımızı geliştirmek durumundayız. Bu sürece, ülke olarak lojistik bakış açımızı değiştirmeye başlayarak başlamalıyız. Rakamlara lojistik sektörünün 2028 yılında yaklaşık 14,37 trilyon dolar değerine ulaşacağını söylüyor bize. Bu noktada sektörü ileriye taşıyacak en önemli ögeler ise e-ticaret ve e-ihracat olacak. Dijitalleşmenin iş yapış biçimimize etkisinin, e-ticaret ve e-ihracat lojistiğinin büyümesinde çarpan etkisi yaratacağı muhakkak. 

İnsan kaynağının dönüşümü büyük önem taşıyor

Tüm bu gelişmelerle lojistik sektöründeki artan hacim düşünülünce, özellikle lojistik personelinin önemli bir ihtiyaç haline geldiğini söyleyebiliriz. Bu noktada teknolojik çözümler üretmeye ne kadar ihtiyaç varsa, işin insan kaynağı süreçlerini de doğru inşa etmek o kadar kıymetli. Dolayısıyla lojistiğin stratejik dönüşümü kapsamında insan kaynağının dönüşümü de büyük önem taşıyor.

Artık büyük veriyi okuyabilen, analitik düşünebilen, yeni teknolojik gelişmeleri görüp, yorumlayabilen, akıl katabilen insanların istihdam edildiği bir lojistik dünyası inşa etmek durumundayız. Aktif, yaratıcı teknolojiden anlayan, eleştirel düşünebilen, liderlik eden insan kaynağı na ihtiyacı sektörün ihtiyacı evet ancak bu ihtiyacı karşılayabilmek için yeni kuşağın ihtiyaçlarınmı daha yakından analiz etmeli ve bu talepleri doğru şekilde karşılayabilmeliyiz. “Y” kuşağına göre kurgulanmış bir sektör bugünlerde “Z” kuşağının talep ve isteklerini aya, ve bu talep ve isteklere uygun bir çalışma hayatı kurgulama noktasında henüz istenilen seviyelerde olmadığı çok net değil. Önümüzde bir de Alfa kuşağı var ki o tarafta işler çok daha karışık.

2000’li yıllar öncesinde sektörümüzde hizmet veren şirketlerin sadece yüzde %10'u gerçeğe ve ihtiyaca yakın insan kaynakları yönetimi modeline sahipken, bugün gelinen noktada bu oran yüzde %90'ları geçmiş durumda. Bu orana ulaşmak elbette sevindirici ancak özelikle insan kaynaklarımı uygulamalarını, günümüz ve gelecekteki ihtiyaçları karşılamak adına, çeşitlendirme noktasında daha atacak çok adımın olduğunu da unutmamak gerekir. Dinamik bir yapıya sahip ve entegre hizmet sunma modeliyle iş yapmak durumunda olan sektörümüzün insan kaynağı yönetim modeli de dinamik olmak zorundadır. Artık sınırlar ötesi istihdam yaratmak ve yönetmek, kültürlerarası çalışmayı yaygınlaştırmak, dış satın alma (outsource) gücünden faydalanmak, esnek çalışmaların performansını takip etmek gibi daha global sorunlara dair çözümlerimizi netleştirmeli ve bu çözümleri yeni kuşakların ihtiyaçlarına uygun hale getirmeliyiz.

Üniversitelerle işbirliği yapmalıyız

Bu noktada sektörümüzü ve ülkemizi ileriye götürecek tek çözüm eğitim. Yetişmiş insan kaynağı adına meslek liseleri ve üniversiteler önemli bir kaynak olsa da çözümü sadece bu kuruluşlar özelinde aramak doğru değil. Sektör olarak gerek üniversiteler gerekse meslek liseleriyle olan ilişkileri geliştirmeli, bu konuda üzerimize düşeni yapmalıyız. Yeni lojistik ihtiyaçlarına uygun bir insan kaynağı yapısına uygun yaraşır bir eğitim modeli kurgulamak adına kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yürütmeliyiz.

Kadın çalışan sayısını artırmalıyız

Öte yandan, erkek egemenliğine sahip olan lojistik sektöründe kadın çalışan sayısını artırmaya yönelik de çalışmalar yapmamız önemli. Zira, lojistik sektöründe kadın çalışan sayısının artmasına yönelik çalışmalar yapan WiLAT Türkiye'nin “Lojistik ve Taşımacılık Sektöründeki Yetkinlik ve Cinsiyet Eşitsizliği Araştırması’na göre Türkiye lojistik sektöründe çalışan kadınların oranı sadece yüzde 9,1. AB ülkelerinde ise bu oran yüzde 22 seviyesinde. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte hedefimiz bu oranı yukarılara çekmek olmalı.

Adımlarımızı geleceğe yönelik atıyoruz

Günün sonunda, dijitalleşmenin merkezde oturduğu yeni dünya düzeninde, tüm sektörler gibi lojistik sektörü de bu dönüşüme adapte olmak ve insan kaynağını dönüştürmek zorunda. Bu noktada Sertrans Logistics olarak, lojistiğin stratejik dönüşümde insan kaynağı dönüşümünün öneminin ve etkisinin farkındayız ve adımlarımızı buna göre atıyor, #sertranstahayatvar yaklaşımımızla da bu dönüşüme yön veriyoruz. Sertranslılara bugünün ve yarının dünyasında ihtiyaç duyacakları bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandırmak için çalışıyoruz.  Hedefimiz 2025 yılında ülkemizin en iyi lojistik organizasyonu olmak. Yolumuz zorlu, vaktimiz kısa; bbu nedenle adımlarımızı hızlı atmak durumundayız. Adımlarımız hızlandıracak olan ise güçlü, alanında uzman, yetişmiş insan kaynağı alanına yapacağımız yatırımlar olacak. 

EN ÇOK OKUNANLAR

SON EKLENEN BAŞLIKLAR

Sürdürülebilirlik ve Lojistik

Sürdürülebilirlik ve Lojistik

Sürdürülebilirlik ve Lojistik: Zorlukların Ötesinde Bir Gelecek İnşa Etmek

KEŞFET
Yapay Zekâ ve Otonom Araçlar

Yapay Zekâ ve Otonom Araçlar

Yapay zekâ ve otonom araçların lojistikteki rolü nelerdir? Yazımızda keşfedin.

KEŞFET
Dijital ikiz Teknolojisi

Dijital ikiz Teknolojisi

Dijital İkiz Teknolojisinde bizleri neler bekliyor? Yazımızda keşfedin.

KEŞFET

BLOG

Sektöre yön verebilecek fikirleri sizlerle paylaşıyor, sektörel ihtiyaçlar ve yeni trendler hakkında sizleri haberdar ediyoruz.

KEŞFET
close
Teklif Alın

Bizi Takip Edin.

done
clear

Ana Sayfa
done
clear
close

Portal Girişi Teklif Alın