Yeni Normallerin Çalışma Hayatına Etkileri

Yaklaşık dört aydır gündemimizde olan Covid 19 salgını hem şirketler hem de bireyler için oldukça kritik bir süreçti. Bizleri zorlayan, zaman zaman da canımızı yakan bu pandemi dönemini derslerimizi alarak az hasarla atlatmaya gayret ediyoruz. Yeni sorular ve beraberinde yeni cevaplar, yeni bakış açıları ve genişçe ödev listelerimiz ile yeni normali doğru tanımlamaya çalışıyoruz.

Şirketler açısından konuyu ele alacak olursak; bu dönemi beklenmedik ve bilinmeyenler ile dolu bir dönem olarak tanımlamak yerinde olacaktır. Bu çok bilinmeyenli denklem, bireyler gibi bazı şirketleri de hazırlıksız yakaladı. Uzaktan çalışma modelleri pandemi öncesinde de üzerinde çokça konuşulan, uzmanlar tarafından tartışılan bir konuydu. Haftanın belli günlerinde çalışanlarına uzaktan çalışma imkanı veren şirketleri biliyorduk, görüyorduk. Bu değişime direnen şirketler de salgınla birlikte bu deneyimi yaşamak durumunda kaldılar.

Yerli ve yabancı firmalardan bu süreci değerlendiren açıklamalar peşi sıra geldi. Çalışma modeli ile ilgili tercihi çalışanlarına bırakanlar, ofise dönüş süresini daha uzun tutanlar ve hatta sonsuza kadar uzaktan çalışma imkanı tanıyanlar… 

Facebook’un kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg çalışanlarına, "Temmuz ayında uzaktan çalışacak kadrolar açarak bu yönde bir adım atılacağını" duyurdu. Zuckerberg, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde Facebook çalışanlarının yarısının, ofis binaları dışından çalışmasını hedefliyor.
 

Daha önce Silikon Vadisi'nin diğer bazı teknoloji şirketleri de bu yönde kararlar açıklamış, örneğin Twitter isteyen çalışanlarının "sonsuza dek" evden çalışabileceğini söylemişti.

Esnek çalışma koşulları, ofis binalarına dönmeyi güvenli bulmayan çalışanların kaygılarını bir nebze olsun azalttığı gibi, şirketlere de yeni, daha mesafeli çalışma ortamlarını planlama konusunda zaman kazandırıyor.

Şirketler ofislere yapmış oldukları yatırımları da yeniden gözden geçiriyorlar. Bazı şirketler fiziki olarak daha küçük metrekarelerde işlerini yürütebileceklerini düşünüyorlar. Bu kısmı biraz daha yaşayarak göreceğiz. 

Görünen o ki; pandemi sonrasında da uzaktan çalışma, esnek çalışma modelleri gündemimizde kalmaya ve ne kadar verimli olup olmadığı tartışılmaya devam edecek.  Uzaktan toplantı yapabilme imkanı veren uygulama ve programlar, evden çalışmaya başladığımız bu dönemde hayatımıza hızla girdi. Bu süreçte adını en çok duyduğumuz uygulama olan Zoom, pandemi sürecinde kullanıcı sayısını 10 milyondan 300 milyona kadar çıkardı. Zoom’un ilk çeyrekte elde ettiği gelir geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 169 artarak 328.2 milyon dolar oldu. Bu ihtiyacı karşılayan diğer uygulamalarda da bir talep artışı olduğunu tahmin edebiliriz. Ofis içi ya da iş ortaklarımızla yapmış olduğumuz toplantıları yüz yüze yapmayı tercih ederken, bazı toplantıların ekranlar aracılığıyla yapılabileceği de bizler için tamamen yeni bir deneyim oldu. Toplantılardan toplantılara giderken, özellikle büyük şehirlerdeki trafikte geçirilen zaman kaybı belki de işimize verimlilik olarak dönüyor. Bundan sonraki toplantılarımızın şeklini belirlerken bir ihtimal daha olduğunu bilerek planlarımızı yapacağız.

İster ofiste masanın başından, ister evden uzaktan çalışmaya devam edelim, şirketler açısından önemle üzerinde durulması gereken bir konu da; çalışanlar ile iletişimi ne olursa olsun devam ettirebilmek. Göz göze olunamasa da kalp kalbe olduğunu samimiyetle hissettirebilmek. Bu süreç öncesi ve sonrası ile özel bir dönem, kaygının çok yoğun olduğu bir dönem. Çalışanlara eşit mesafede olup olmadığınızı görmek için bir fırsat olarak görülmelidir.

BLOG

Sektöre yön verebilecek fikirleri sizlerle paylaşıyor, sektörel ihtiyaçlar ve yeni trendler hakkında sizleri haberdar ediyoruz.

KEŞFET
close
Teklif Alın

Bizi Takip Edin.

done
clear

Ana Sayfa
done
clear
close

Portal Girişi Teklif Alın